Martina Anderson: Tecridi hiç kimse Öcalan’ın yaşadığı gibi yaşamadı
HaberANFTube HaberANFTube
1.83K subscribers
117 views
0

 Published On May 5, 2024

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecride ilişkin konuşan Martina Anderson, “Cezaevinde tecrit ve hücre hapsinin nasıl hissettirebileceğini anlıyoruz. Ancak hiç kimse tecridi Abdullah Öcalan'ın yaşadığı şekilde yaşamadı" dedi.

Eski Avrupa Parlamentosu ve Sinn Fein üyesi olan Martina Anderson, 1970’lerde İRA aktivistiydi. Haziran 1986’da Britanya’da tutuklanan Martina Anderson 13 yıllık tutsaklıktan sonra Hayırlı Cuma Anlaşması ile serbest kaldı ve Sinn Fein’de legal siyasete başladı.
Martina Anderson ile mücadelesi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın düşünceleri, maruz kaldığı tecridi ve barış sürecindeki rolü hakkında konuştuk.

Öncelikle biraz mücadelenizden bahseder misiniz? Kürtlerle karşılaşmanız, dayanışmanız nasıl başladı?

İrlanda'dan geliyoruz. Daha önce de Kürtler ile ilgili etkinliklerde konuşmalar yapmıştım. Avrupa Parlamentosu'nda milletvekiliydim. Kürt mücadelesi ile ilgili pek çok çalışma yaptım. Daha önce Leyla Güven açlık grevindeyken onu ziyaret etmek için cezaevine gitmiştim. Bize giriş izni vermediler. Ben de açlık grevine devam ettiği evinde onu görmek için geri döndüm. Dolayısıyla Kürt mücadelesinde yer almış kişilerle iyi bir ilişkim var. Ve sanırım kendimiz için, Hayırlı Cuma Anlaşması hükümleri uyarınca hapishaneden salıverildiğimiz zaman, Abdullah Öcalan'ın tutuklandığı ya da kaçırıldığı zamanlardı diyebilirim.
Ve biliyorsunuz, bizim dışarıda olduğumuz tüm yıllar boyunca o hapisteydi. Dolayısıyla cumhuriyetçiler olarak, İrlandalı cumhuriyetçiler olarak, ilerici ulusalcılığın yanı sıra aktif enternasyonalizme de inanıyoruz. Kürt halkı ve mücadelesi, Filistin halkı ve diğerleri için dayanışma ve destek vermek bizim için son derece önemlidir.

Abdullah Öcalan’ın kadın özgürlüğü, demokratik konfederalizm gibi fikirlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Birkaç hafta önce Kürt mahkumlarla ilgili, eski siyasi mahkumlarla bir konferanstaydım ve birçoğu Abdullah Öcalan’dan ve onun fikirlerinden, bunun ne anlama geldiğinden, Kurdistanlı kadınlar olarak böyle bir lidere sahip olmanın onlar için ne anlama geldiğinden bahsediyordu. Dolayısıyla onun fikirleri Kürt toplumunun çok ötesine ulaştı ve pek çok kişiyi etkiledi. Yazıları, sanırım hala tüm çalışmalarını okuma fırsatım olmadı, ancak daha fazlasını öğrenmeye devam etmek isteyeceğim bir şey. Dolayısıyla bugün, onu tanıyanların onun hakkında konuşmalarını, çocukluğundan, hayatından, mücadele dolu yolculuğundan ve yaptığı işlerden bahsetmelerini dinlemek bile insana ilham veriyor, cesaretlendiriyor ve daha fazlasını öğrenmek için motive ediyor.

Siz de cezaevinde kaldınız. Hayırlı Cuma Anlaşması sonrası serbest bırakıldınız. Eski bir tutsak olarak Abdullah Öcalan’ın cezaevindeki yaşamını nasıl yorumluyorsunuz?

Bence hangi ortak deneyime sahip olursak olalım ve izolasyon hissini nasıl anlarsak anlayalım; ben İngiltere'de cezaevindeydim, ailelerimiz için İrlanda'dan çok uzaktaydık, ziyaretler için, ama en azından erişimimiz ve ziyaretlerimiz vardı. Dolayısıyla, çeşitli nedenlerle cezaevi tarafından cezalandırıldığımız zaman, tecrit ve hücre hapsinin nasıl hissettirebileceğini anlıyoruz. Ancak daha önce söylediğim gibi, hiç kimse bunu Abdullah Öcalan'ın yaşadığı şekilde yaşamadı. Ve bence kapitalist sisteme uygulanabilir bir alternatif sunduğu için onu hapsedenler, ondan herkesten daha çok korkuyor; çünkü onun fikirlerini istemiyorlar. Onu hapsederek fikirlerinin topluma yayılmasını engelleyebileceklerini düşünüyorlar. Bence daha fazla insan, ona nasıl davranıldığı, hücre hapsi ve tecrit nedeniyle, bu insanın kim olduğunu merak ediyor. Neden ona bu şekilde davranılıyor? Ve böylesine ilerici, uygulanabilir, alternatif fikirleri olan birini gördüklerinde, alternatif sunan herkes kapatılır veya susturulur. Muhtemelen yapmaya çalıştıkları da bu ve çok şükür ki bunu başaramıyorlar çünkü onun erişimi, ilhamı ya da bilgisi ve bunun insanlara nasıl ilham verdiği Kürt toplumunun çok ötesine ulaşıyor.

Geçmişte İrlanda’da bir barış süreci yaşandı. Benzer bir süreç Türkiye’de de 2013-2015 yıllarında yaşandı. Ve sanırım siz de takip ettiniz. Acaba Abdullah Öcalan’ın Kürt meselesindeki, barış sürecindeki rolü hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Mücadelemizin liderliği açısından mücadelemiz arasında benzerlik dereceleri var. Çatışmaya bir alternatif sunmaya çalıştıklarında, müesses nizamda çok az kişi bu alternatifin ne olduğunu duymak istedi. Hepsi de çatışmayı sona erdirmek ve toplumdaki koşulların hiçbiri değişmeden eski haline dönmek istiyordu. Ve yine o, duyulmak ya da kapatılmak istenmeyen bir alternatif sunmaya çalışıyor...

Haberin devamı: https://is.gd/yXdKUk
📌Alternatif link: https://justpaste.it/2valw

show more

Share/Embed