Sevmek, muhabbet etmek, anlamındaki vüdd kökünden gelen vedûd ; çok seven, çok sevilen demektir. Esmâ-i hüsnâdan biri olarak “sâlih kullarını çok seven ve onlar tarafından çok sevilen” mânasına gelir.

Burda heva, vüdd, hubb ve aşaka tanımlarına kısaca bir göz atalım

HEVA:
Heva iyi ya da kötü her türlü istek ve arzuyu ifade eder.

Heva ile "istekler" anlatılmak istenir. Heva aynı zamanda bir şeylere "meyil" etmek anlamına gelmektedir. Fakat heva kelimesi aynı zamanda nefsin, akıl ve din tarafından yasaklanan kötü arzu ve isteklere karşı eğilimi de anlatır.

VÜDD:
Vudd: Bu kelime Vedud isminin kökenidir; bu yüzden kendisine çok sevgi beslenen Cenâb-ı Hak manasına gelir. Bu sevgi, bahşedilen inayet edilen bir sevgidir. Veren kaynaktan bir tecelli taşıdığı için de bakidir. Allah, bu İlahi aşkın verilme sebebini ayette şu şekilde ifade ediyor:

“İman eden ve salih amel işleyenler için Rahmân (ölümsüz) bir sevgi (vudd) bahşedecek.” (Meryem, 19/96)

HUBB:
“el-hubb" Bunun saflığı kalbe nüfuz eder, saydamlığı ise arazların bozulmasıyla bozulmaz. Sevgiliyle birlikteyken, âşığın başka bir maksadı, gayesi yoktur. Sevgilinin iradesi önünde kendi iradesini bırakır."

AŞK:
Arapça “aşaka” , sarmaşmak, sıkıca sarılmak, sarmaşık anlamına geliyor.
Bu sarmaşık ağaca öyle bir sarılır ki ağaçla bir olur ayrılması parçalanıp koparmakla olur

Heva sevgi isteğinin kalbe düşmesi ile meyl gerçekleşir
Vüdd ise kalpte sabitlenir.
Hubb, seven sevdiği ile hemhal olur.
Aşk; seven. sevilen birdir ayrılmaz

El Vedud, venüs feleğinin esmalarından olup, ebced değeri 20, kodu ise 2'dir. Kod 3, 5, 7 ve 9'lar celal etki alıp ifrat haller sergiler.

El Vedud esmasında doğru algı ve anlayışa sahip insanlar, çevresi tarafından sevilirler. onlar da herkese karşı şefkatli, yumuşak, insancıl ve sevecendirler. Onların bu sevgisi nefsi bir yakınlık içermez, çıkar ilişkisi değildir, sonuç olarak da bu ilişkiden zarar görmez ve hayal kırıklığına uğramazlar.

Yanlış algı ve anlayış içerisinde bulunan kod 3, 5,7 ve 9'lar, sürekli sevgide talep edici olurlar, gerekli ilgi ve sevgiyi görmedikleri zannıyla; panik, depresif, abartıcı tavırlara girebilir madde kullanımına meyl edebilirler.
Duygusal olarak sevgi boşluğu, insanların zor ve başedemedikleri duygulardandır.

"Seven, sevdiğine, sevdiğini söylesin" diyen bir peygambere, imanın gereğidir, sevginin ifadesi. "Sizler birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız” diyerekte iman gereği olduğunu bir kez daha vurgular.